Ana içeriğe atla

Farkına Varmayı İstemek


                                        

FARKINA VARMAYI İSTEMEK
Herkesin farklı olmaya çabaladığı ya da farklı göründüğü şu dönemde asıl olan ‘’farkındalık’’ ve en azından ‘’farkına varmak istemek’’ tir. ‘’Farklı bakıp görmek bir çeşit körlük değil.’’  Sözü gelir direkt aklıma.
Yeni nesiller yeni döneme adapte olmakla o kadar çok uğraşıyorlar ki bu döneme nasıl geldiğimizle zerre ilgilenmiyorlar. Belki de benim gibi ‘’Farkına varmayı isteyen’’ birileriyle rastlaşır hasbihal ederiz…

  • Şuan ki genel durumumuzdan başlayacak olursak; geçim sıkıntısı, koltuk ve mevki aşkı, menfaatçilik, sahte duygularla gerçek hisleri harcamak, olmayan ve bizi kaddiyen yansıtmayan popüler kültürün kahramanlarına o kadar  kapılmışız ki hatta daha onca madde sayılabilir, bizi biz yapan veyahut bizi bize döndürecek değerleri, duyguları, düşünceleri ve en önemlisi tarihimizi hiç etmeyi gözümüzden sakınmıyoruz. Bende bir TÜRK genci olarak belkide içten yaşadığım onca volkanik duyguya hitaben bilmeye ve öğrenmeye çabaladığım ‘’Farkında olmayı istemek’’ kavramına değer bulduğum konu ve esas olan bizimkileri kağıda dökmek istedim.

Bu duruma gelmemin en büyük sebebidir belki bu zamanda ki kör gözler, aç sırtlanlar; altlarını pisleten koltuk sahipleri ve tabi ki hiç bir şeyden farkında olmak istemeyen siz gibiler.
Nereden geldik? Nasıl geldik? Kim getirdi?  Bunları bilmeden zaten Nereye gidiyoruz? Nasıl gideriz? Ne yapmalıyız? Sorularını soramazsınız. Sahi! Sizler nereden geldiniz? Biz sizinle aynı yerden aynı kişiler sayesinde aynı tarihi paylaşarak nasıl geldik!Aslına bakarsak bunları düşünmediğiniz için bugün ki durumdayız ya. Ya da düşünmemiz istenmediği için. Bugün öyle çok ki öyle büyük ki gözümüzde ne geçmişi bilmeye ne de geleceğe bir şeyler katmaya yetimiz kalmamış. Nereye kadar? Yumurta ‘’tık tık’’ etmeye başlayadurdu Heyhat!
  • Günümü yaşıyorken bile bugünde neler olduğundan bihaber akşamı getirmenin mütevazılığıyla hangi yarınlara erişebiliriz, bizim için daha kaç yarın var? Neyi biliyoruz ki, bilmiyoruz. Bilmek istiyor muyuz? İstiyorsak neden çabalamıyoruz!

Soğan fiyatı, dolar yükselişi, seçim telaşı gibi konular dillerimizden düşmezken bu duruma nasıl geldik, kimler getirdi ve biz bu zamana kadar ne yaptık. Bugünü yaşadık her zaman ki gibi… Peki yarın ne olacak?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peki Yarın Ne Olacak?

                               Peki Yarın Ne Olacak? İlk yazımda bugünü ve bugünde ki içler acısı denebilecek durumumuzu irdelemeye çalıştım. Merak edilen yarın ne olacak? Yarınların ne olacağına karşı merak ve endişemiz varsa zaten yarınlar güzel olacak demektir fakat bu endişe ve merakla bilmeliyiz ki bizi yarınlara taşıyacak olan ‘’dün’’ ler dir. Geçmişimizi, tarihimizi iyi bilmek; okumak ve araştırmak her Türk evladının vazifesidir. Tarih boyunca 16 devlet kuran ve onaltısı yıkıldığında bile vatansız kalmayan Yüce Türk Milleti’nin evlatları uzak ve en yakın tarihimize dönüp bakmalılardır! Timur'a Osman Beye Tuğrul Beye ve en yakını ve bence geleceğimize ışık tutabilecek olan tabi ki Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk'e. ‘’Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.’’ Sözünden yola çıkarak atamızın fikirlerini ve duygularını anlamaya çalışmalı ve o günlerde yaşanılan her olayd

YA OKURSAK?

                                                     YA OKURSAK? Öncelikle okumamamızı ele almak bence doğru olan. Zaten senelerdir bize dayatılan da bu değil mi? Geçmiş nesillere, büyüklerimize dönüp bakınca bile biz, yeni ve geleceğin emaneti olan nesiller, ne kadar kulaktan duyma, günü kurtarma çabasında olan ve o ana göre hareket eden ‘’Önceden ekmek kuyruğunu giriyorduk.’’ Diyen insan topluluklarıyla burun burunayız. Bu durumu değerlendirecek olursak; evet ülkemiz yıllardır her zaman bir çilekeşliğin bir zorluğun ortasında bırakılmış, ne zaman ileri bir adım atmaya kalkışsak türlü entrikalarla çelmeyi yemişiz. Fakat bu bahanemiz olamaz; eğer bahane bulacak biri olmak zorunda olsaydı imkansız denilen şartlarda damarlarındaki asil kanda bu kudreti bulmuş Mustafa Kemal ve o dönemki neslimiz bulmaz mıydı? Atatürk’ün okullarda okutulmasını istediği bir kitap olan ‘’Beyaz Zambaklar Ülkesi’’ kitabını okuyanlar bilir bataklık denilen bir ülkede yaşayan birkaç milyon insan ‘’imkan