YA OKURSAK? Öncelikle okumamamızı ele almak bence doğru olan. Zaten senelerdir bize dayatılan da bu değil mi? Geçmiş nesillere, büyüklerimize dönüp bakınca bile biz, yeni ve geleceğin emaneti olan nesiller, ne kadar kulaktan duyma, günü kurtarma çabasında olan ve o ana göre hareket eden ‘’Önceden ekmek kuyruğunu giriyorduk.’’ Diyen insan topluluklarıyla burun burunayız. Bu durumu değerlendirecek olursak; evet ülkemiz yıllardır her zaman bir çilekeşliğin bir zorluğun ortasında bırakılmış, ne zaman ileri bir adım atmaya kalkışsak türlü entrikalarla çelmeyi yemişiz. Fakat bu bahanemiz olamaz; eğer bahane bulacak biri olmak zorunda olsaydı imkansız denilen şartlarda damarları...
Peki Yarın Ne Olacak? İlk yazımda bugünü ve bugünde ki içler acısı denebilecek durumumuzu irdelemeye çalıştım. Merak edilen yarın ne olacak? Yarınların ne olacağına karşı merak ve endişemiz varsa zaten yarınlar güzel olacak demektir fakat bu endişe ve merakla bilmeliyiz ki bizi yarınlara taşıyacak olan ‘’dün’’ ler dir. Geçmişimizi, tarihimizi iyi bilmek; okumak ve araştırmak her Türk evladının vazifesidir. Tarih boyunca 16 devlet kuran ve onaltısı yıkıldığında bile vatansız kalmayan Yüce Türk Milleti’nin evlatları uzak ve en yakın tarihimize dönüp bakmalılardır! Timur'a Osman Beye Tuğrul Beye ve en yakını ve bence geleceğimize ışık tutabilecek olan tabi ki Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk'e. ‘’Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve...